• Hakkında

Hayatı Sev

~ Saygı-Sevgi-Hoşgörü

Hayatı Sev

Monthly Archives: Ekim 2016

“Can” ziyareti

26 Çarşamba Eki 2016

Posted by Haylaz Çocuk in Genel

≈ Yorum bırakın

Etiketler

barınak, can, golden, haski, istanbul, kadıkoy, köpek, kurt, labrador, rot, seter

22 Ekim 2016 Cumartesi ılık, güneşli bir sonbahar günü arkadaşlarımız ile birlikte Kadıköy Belediyesi’ne bağlı hayvan barınağını ziyaret ettik. Amacımız orada ne de olsa özgür olamayan ancak bir şekilde karınları doyduğu için bir nebze de olsa mutlu olduğumuz canları ziyaret etmek, onlarla sevgimizi mutluluğumuzu paylaşmaktı.

Gitmeden önce elimizden geldiğince köpek maması, tasma ve okunmuş gazeteleri götimg_4003ürmek için stok yaptık. Oranın ihtiyaçları arasında ilk 3 seçenek bu şekildedir. Orada çalışan iyi kalpli insanların ve oraya ziyarete gelip bu canlarla iletişim kurmaya çalışan insanların onları gezdirebilmesi için tasma ihtiyacı oldukça fazla. Köpek maması fiyat bilgisi vermek gerekirde 15Kg’lık paket mama 60TL civarında. Barınakta kalan kedi yok, sadece hasta olan kediler ve ayrıca kısırlastırılması yapılan kediler kısa süreli misafir oluyorlar bu barınakta. Kısırlaştırılması yapılan kediler, yine yaşadıkları yere bırakılıyorlar.

Barınağa ulaştığımda yönetim binasının bulunduğu binaya mamaları ve tasmaları ayrıca da oldukça ağır olan gazete stoklarını teslim ettik. Bu yardımı yapanların isimlerini kayıt ediyorlar, bunun gerekli olduğunu ve ayrıca bu isimleri de web sayfalarında yayınladıklarını belirttiler. Yardım karşılıksız yapılır, ancak oradaki insanlar gerçekten o kadar mutlu karşılıyorlar ki, bu dusuncemi kendilerine iletip kafa şişirmek istemedim hiç.

Barınağın girişinden önce orada tasma ile bağlı olmayan özgürce yaşayan püskül isimli köpekle karşılaştım. O kadar sevgi dolu ki, ona sımsıkı sarılın, sevginizi verin, sizinle fotoğraf çektiryor o güzel uzun püskül tüyleri ile. Bir de, yine açıkta yaşayan siyah beyaz bir kedi var, Püskül ile arkadaş 🙂

Baimg_4025rınaktan içeri bahçeye girdiğinizde sol ve sağ bölümde büyük cevresi kapalı alanlarda oldukça fazla köpek var. Bunların dışında da ilk etapta sahiplendirilmeye müsait köpekleri solda kulubelere bağlı olarak tutuyorlar. Onların neredeyse yarısı cins köpekler. Pet shoplardan alınıp ondan sonra da eşya gibi sokağa atılan canlardan bahsetmek ne kadar acı. Can farketmez ancak, ilgilenenler açısından yazıyorum, bu kulubelerde golden, labrador, seter, rot weiler ve haski türü köpekler mevcut. İstediğiniz köpekle haşır neşir oluyor, istediğiniz köpekleri de tasmasını takıp gezdirebiliyorsunuz. Orada köpekleri gezdirme işiyle ilgilenen 2 orta yaşlı hanım ile bir de genç bir arkadaşımız vardı, onlara yardımcı olduk. İnanın çok yardıma ihtiyaçları var.

Barınağın arka bölümlerine gittiğinizde üstü kapalı ufak img_4014beton korunaklı yerler mevcut, orada da irili ufaklı çok çeşitli köpekler mevcut. Yine cins açısından meraklı olanlar için, pitbull, terrier tazı karısımı köpekler de bulmak mevcut. Barınma şartları oldukça kötü diyebilirim, ne kadar temizlerlerse temizlesinler idrar kokusu mevcut maalesef. Köpeklerin arasında adeta “beni sev, beni buradan kurtar!” demeye çalışan köpekler de var, kapısını açıp içeri girdiğinizde köşeye sığınan ve korkudan tir tir titreyen canlar da var ne yazık ki. 😥

Bizi mutlu eden ise, orada bulunduğumuz zaman zarfında 2 köpek sahiplendirildi. Köpekler yeni sahiplerinin araçlarına korkarak ve biraz da kurbanlık koyun misali girdiler. Sonrasında mutlu bir hayatın beklediğini umuyoruz onlar için.

Burada yaimg_4012şanan en büyük sorun ise, gece buraya gelen çingenelerin bazı pitbulları kaçırıp dövüştürmesi maalesef. Bir şekilde bulunan ve geri getirilen bir pitbullun bu dövüşler yüzünden strese girip tüylerinin bozuk para büyüklüğünde dökülmesini görmek çok üzücüydü.

Sabah saat 10’da vardığımız bu barınaktan öğleden sonra 14.30 gibi ayrıldık. Burada bulunan canlarla hem sevgimizi paylaştık, hem de onları elimizden geldiğince mutlu etmeye çalıştık. Bu ziyaretleri en azında ayda 1 veya 2 kere yapmayı planlıyoruz.

Bu ziyaretleri özellikle çocuklarınız ile yapmanızı ve sevginizi bu canlarla paylaşmanızı tüm kalbimle arzuluyorum.

Sevgiyle kalın…

Not: Barınak ile ilgili iletişim adresi için http://kadikoyunkopekleri.org/iletisim.html
img_4001img_4019

Bunu paylaş:

  • Twitter
  • Facebook

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Ekmeksiz, şekersiz günler…

10 Pazartesi Eki 2016

Posted by Haylaz Çocuk in Genel

≈ Yorum bırakın

Etiketler

akşam, öğle, badem, ceviz, ekmek, kahvaltı, sağlık, şeker

Merhaba…

Mayıs 2016 son haftası doktor eşimin de katıldığı bir dermatoloji kongresinde, bir doktor arkadaşımız sayesinde başlıkta belirtilen konu hakkında ilk adımı attım. Kendisi KBB doktoru, ancak belki de son zamanlarda gördüğüm en araştırmacı, en pozitif insanlardan bir tanesi. KBB doktoru olup da konusunun ayrıca dışına çıkıp bu kadar başarılı sonuçlar alabilen bir doktor ya yoktur, ya da parmakla gösterilecek kadar azdır.

İşim genellikle bilgisayar başında geçtiği için, dizüstü bilgisayarımı kapıp eşim kongrede cebelleşirken, ben de bunu fırsat bilip 4-5 gün İstanbul’dan uzaklaşıp temiz havada işime devam etmek istemiştim. İyi ki de istemişim. Sahilde oturmuş çalışırken, bahsettiğim KBB doktor arkadaşım geldi. Hoşgeldin nasılsın derken laf döndü dolaştı glutenin vücudumuza verdiği zararlara geldi. Dedim ya, kendisi her konuda çok ciddi bir araştırmacıdır, ben de onun bu vasfından yararlanıp çok şey öğrenmiş ve ciddi bir şekilde kitap okuma alışkanlığı kazanmama sebep olmuştur. Lafı uzatmayayım…

Yediğimiz içtiğimiz çoğu şeyin içinde glutenin olduğunu, sindirim sistemimize verdiği zararlardan tut da, alerjik reaksiyonların sebebine kadar bu maddenin zararlarını anlatmaya başladı. Bana ciddi ciddi bu konuları anlattıktan sonra, işin ciddiyetini tam kavrayamamış olan bendeniz gidip garsona kremalı bir makarna sipariş verdim  🙂 Felaket !  🙂

Glutensiz ve şekersiz beslenmek için tabii ki öncelikle ekmeği hayatımızdan çıkarmamız gerekiyordu, ancak nasıl  doyacağıma bir türlü inanamıyordum. İstanbul’a döndükten sonra bir süre glutensiz ekmek, glutensiz makarna gibi besinleri denemeye başladım. Daha sonra okumuş olduğum bir kitap ile birlikte, KBB arkadaşımın bana bahsettiği beslenme şekline karar verdim. Sağlıklı beslenmeye karar verdiğimde 78 kiloydum, boyum 183, çok kilolu gibi bir görüntüm olmamasına rağmen mide ve göbeğim vardı ve bu durumdan oldukça rahatsızdım. Öğünlerimde ne mi vardı? Görelim…

Kahvaltı: 1-2 yumurta, haşlanmış, omlet veya menemen şek-
linde yenebilir. Kavrulmamış fullsizerenderçiğ badem, fındık, ceviz, dilediğin kadar zeytin, maydanoz, yeşil biber, beyaz peynir tercihen keçi peyniri, 1 adet meyve.(Elma, armut…)
Öğle: Mutlaka beyaz veya kırmızı et, baklagiller, sebze, salata. Baharat olarak zerdeçal, sumak, mümkünse evde organik süt ve organik yoğurttan mayalanmış yoğurt, çorba; tercihen mercimek ve mantar çorbası olabilir.
Akşam: Çok ağır yememek koşulu ile çorba, et ve sebze. Ben akşmları çiğ birşey yememeye özen göteriyorum, midem daha rahat ediyor.

Bu beslenme fullsizerender-copyşeklinde zeytinyağı, tereyağı, avokado, hinditan cevizi, hayvansal yağlar ve balıkyağı serbest. Az olmak kaydı ile taze az şekerli meyveler ile, kurutulmuş meyve de serbest. Yeşil çay, karanfilli demlenmiş siyah veya yeşil çay ve gün içinde limonlu su serbest.

Alkol, bira, şarap, nişasta içeren gıdalar, unlu mamüller, salam, sosis gibi işlenmiş etlerden de uzak durmanız tavsiye ediliyor.

Öğün arasında birşey yemiyorum, atıştırmak gibi bir huyum yok, ancak bu tarz bir beslenme ile de aralarda acıkmıyorsunuz. Gerçekten !

Nasıl acıkmayız diye merak ediyorsunuz eminim, ben de aynı şekilde düşünüyordum. Ekmek ve şeker ile beslendiğimizde kısaca neler oluyor: Yediğimiz yemek sindirim sistemimize indiğinde kanın ana yakıtı glukoz olduğundan dolayı mide en çabuk bu besine nasıl ulaşır diye kontrol ediyor, mideye inen besinler arasında bolca ekmek, reçel, şekerli çay sayesinde bunları hemen sindirip glisemik endeksinizi yükseltiyor ve siz kendinizi doymuş hissediyorsunuz. Öğlene doğru ise ani glisemik endeks düşüşü ile birlikte çok acıktığınızı hissediyorsunuz. Olay tamamen bundan ibaret. Ekmekli, reçelli, şekerli beslenme ile birlikte ayrıca bağırsak floranız da bozuluyor ve düzensiz sıkıntılı bir süreç yaşıyorsunuz.

Ben bu şekilde beslenerek 4 ayda 4 kilo verdim, mide ve göbek sıkıntım, görüntü olarak bitti, şişkinlik ve bağırsak düzensizliği sorunumdan da kurtuldum. Uykularım daha düzenli olmaya başladı. Çevremde tanıdığım ne kadar insan varsa anlatıyorum. Deneyin, görün. Hayatı çok daha fazla seveceksiniz !

Sevgiyle kalın…

 

 

Bunu paylaş:

  • Twitter
  • Facebook

Bunu beğen:

Beğen Yükleniyor...

Abone Ol

  • Entries (RSS)
  • Comments (RSS)

Arşivler

  • Haziran 2017
  • Nisan 2017
  • Ekim 2016
  • Eylül 2016

Kategoriler

  • Genel

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Vazgeç
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası
%d blogcu bunu beğendi: